وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡوَعِيدِ
Sur'a üfürülür, iste bu, tehdid(in gerçeklesme) günüdür.
وَجَآءَتۡ كُلُّ نَفۡسٖ مَّعَهَا سَآئِقٞ وَشَهِيدٞ
Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir sahid bulundugu halde gelir.
لَّقَدۡ كُنتَ فِي غَفۡلَةٖ مِّنۡ هَٰذَا فَكَشَفۡنَا عَنكَ غِطَآءَكَ فَبَصَرُكَ ٱلۡيَوۡمَ حَدِيدٞ
(Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Simdi senden gaflet perdesini kaldirdik. Bugün artik gözün keskindir." der.
وَقَالَ قَرِينُهُۥ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ
Beraberindeki melek "iste yanimdaki hazir" der.
أَلۡقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٖ
(Allah iki melege buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atin cehenneme her inatçi nankörü!
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٖ مُّرِيبٍ
Iyiliklere (sürekli) engel olan, saldirgan, süpheciyi.
ٱلَّذِي جَعَلَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَأَلۡقِيَاهُ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلشَّدِيدِ
O ki Allah'in yaninda baska ilâh edinmistir. Haydi ikiniz birlikte onu siddetli azaba atin."
۞قَالَ قَرِينُهُۥ رَبَّنَا مَآ أَطۡغَيۡتُهُۥ وَلَٰكِن كَانَ فِي ضَلَٰلِۭ بَعِيدٖ
Yanindaki arkadasi (seytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdirmadim. Fakat kendisi derin bir sapiklik içindeydi".