وَجَآءَ فِرۡعَوۡنُ وَمَن قَبۡلَهُۥ وَٱلۡمُؤۡتَفِكَٰتُ بِٱلۡخَاطِئَةِ

Firavun, ondan öncekiler ve alti üstüne getirilen beldeler de hep o hatayi isleyegeldiler.


فَعَصَوۡاْ رَسُولَ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَهُمۡ أَخۡذَةٗ رَّابِيَةً

Hep Rablerinin elçilerine karsi geldiler. O da onlari pek siddetli bir sekilde yakalayiverdi.


إِنَّا لَمَّا طَغَا ٱلۡمَآءُ حَمَلۡنَٰكُمۡ فِي ٱلۡجَارِيَةِ

Kuskusuz, sular kabarinca sizi gemide biz tasidik.


لِنَجۡعَلَهَا لَكُمۡ تَذۡكِرَةٗ وَتَعِيَهَآ أُذُنٞ وَٰعِيَةٞ

Onu size bir ibret yapalim ve belleyici kulaklar bellesin diye.


فَإِذَا نُفِخَ فِي ٱلصُّورِ نَفۡخَةٞ وَٰحِدَةٞ

Sûr'a bir tek üfleme üflendigi,


وَحُمِلَتِ ٱلۡأَرۡضُ وَٱلۡجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةٗ وَٰحِدَةٗ

Arz ve daglar yerlerinden kaldirilip siddetle birbirine çarpilarak darmadagin oldugu zaman,


فَيَوۡمَئِذٖ وَقَعَتِ ٱلۡوَاقِعَةُ

Iste o gün olacak olur.


وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِيَ يَوۡمَئِذٖ وَاهِيَةٞ

O gün gök yarilmis, sarkmistir.



الصفحة التالية
Icon