وَأَنَّهُمۡ ظَنُّواْ كَمَا ظَنَنتُمۡ أَن لَّن يَبۡعَثَ ٱللَّهُ أَحَدٗا

Dogrusu onlar sizin zannettiginiz gibi, zannetmislerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.


وَأَنَّا لَمَسۡنَا ٱلسَّمَآءَ فَوَجَدۡنَٰهَا مُلِئَتۡ حَرَسٗا شَدِيدٗا وَشُهُبٗا

(Cinler, dediler ki): "Biz göge dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."


وَأَنَّا كُنَّا نَقۡعُدُ مِنۡهَا مَقَٰعِدَ لِلسَّمۡعِۖ فَمَن يَسۡتَمِعِ ٱلۡأٓنَ يَجِدۡ لَهُۥ شِهَابٗا رَّصَدٗا

"Dogrusu biz gögün bazi mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat simdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."


وَأَنَّا لَا نَدۡرِيٓ أَشَرٌّ أُرِيدَ بِمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ أَمۡ أَرَادَ بِهِمۡ رَبُّهُمۡ رَشَدٗا

"Dogrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayir mi diledi?"


وَأَنَّا مِنَّا ٱلصَّـٰلِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَٰلِكَۖ كُنَّا طَرَآئِقَ قِدَدٗا

Dogrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çesitli yollara ayrilmisiz.


وَأَنَّا ظَنَنَّآ أَن لَّن نُّعۡجِزَ ٱللَّهَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَن نُّعۡجِزَهُۥ هَرَبٗا

"Dogrusu biz anladik ki, Allah'i yerde acze düsürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz birakamayacagiz."



الصفحة التالية
Icon