وَتَذَرُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ
Ahireti birakiyorsunuz.
وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ نَّاضِرَةٌ
Yüzler var ki o gün isil isil parlar.
إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٞ
Rabbine bakar.
وَوُجُوهٞ يَوۡمَئِذِۭ بَاسِرَةٞ
Yüzler de var ki o gün asiktir.
تَظُنُّ أَن يُفۡعَلَ بِهَا فَاقِرَةٞ
Anlar ki kendisine belkiran (bel kemiklerini kiran belali bir is) yapilir.
كَلَّآ إِذَا بَلَغَتِ ٱلتَّرَاقِيَ
Hayir hayir, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanir,
وَقِيلَ مَنۡۜ رَاقٖ
"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.
وَظَنَّ أَنَّهُ ٱلۡفِرَاقُ
Can çekisen bunun o ayrilik ani oldugunu anlar.
وَٱلۡتَفَّتِ ٱلسَّاقُ بِٱلسَّاقِ
Bacak bacaga dolasir..
إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمَسَاقُ
Iste o gün sevk, ancak Rabbinedir.
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ
Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kildi.