فِيهَا عَيۡنٞ جَارِيَةٞ
Orada akan bir kaynak,
فِيهَا سُرُرٞ مَّرۡفُوعَةٞ
Yükseltilmis divanlar,
وَأَكۡوَابٞ مَّوۡضُوعَةٞ
Konulmus kadehler,
وَنَمَارِقُ مَصۡفُوفَةٞ
Dizilmis koltuklar, yastiklar,
وَزَرَابِيُّ مَبۡثُوثَةٌ
Serilmis halilar vardir.
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلۡإِبِلِ كَيۡفَ خُلِقَتۡ
Bakmiyorlar mi o develere, nasil yaratilmis?
وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيۡفَ رُفِعَتۡ
Göge bakmiyorlar mi, nasil yükseltilmis?
وَإِلَى ٱلۡجِبَالِ كَيۡفَ نُصِبَتۡ
Bakmiyorlar mi daglara, nasil dikilmis?
وَإِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَيۡفَ سُطِحَتۡ
Yere bakmiyorlar mi, nasil yayilmis?
فَذَكِّرۡ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٞ
Haydi ögüt ver; sen simdi sirf bir ögütçüsün.
لَّسۡتَ عَلَيۡهِم بِمُصَيۡطِرٍ
Onlarin üzerinde bir zorba degilsin.