أَرَءَيۡتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلۡهُدَىٰٓ
Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) dogru yolda olur,
أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰٓ
Veya kötülüklerden sakinmayi emrederse?
أَرَءَيۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ
Gördün mü, ya bu (adam, hakki) yalanlar, yüzçevirirse,
أَلَمۡ يَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ
O adam, Allah'in kendini gördügünü hiç bilmiyor mu?
كَلَّا لَئِن لَّمۡ يَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِيَةِ
(15-16) Hayir, hayir! Eger o, bu davranisindan vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalanci perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
نَاصِيَةٖ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٖ
(15-16) Hayir, hayir! Eger o, bu davranisindan vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalanci perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.
فَلۡيَدۡعُ نَادِيَهُۥ
O zaman o taraftarlarini yardima çagirsin.
سَنَدۡعُ ٱلزَّبَانِيَةَ
Biz de Zebanileri çagiracagiz.
كَلَّا لَا تُطِعۡهُ وَٱسۡجُدۡۤ وَٱقۡتَرِب۩
Sakın onu dinleme de (Rabbine) secde et ve yaklaş.