قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِيَۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ لَّا فَارِضٞ وَلَا بِكۡرٌ عَوَانُۢ بَيۡنَ ذَٰلِكَۖ فَٱفۡعَلُواْ مَا تُؤۡمَرُونَ
Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, her ne ise onu bize açiklasin." dediler. Musa, "Rabbim buyuruyor ki, o ne pek yasli, ne de pek taze, ikisi arasi dinç bir sigirdir, haydi emrolundugunuz isi yapiniz." dedi.
قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا لَوۡنُهَاۚ قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ صَفۡرَآءُ فَاقِعٞ لَّوۡنُهَا تَسُرُّ ٱلنَّـٰظِرِينَ
Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, rengi ne ise onu bize açiklasin." dediler. Musa, "Rabbim buyuruyor ki, o, bakanlara sürur veren, sapsari bir sigirdir." dedi.
قَالُواْ ٱدۡعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّن لَّنَا مَا هِيَ إِنَّ ٱلۡبَقَرَ تَشَٰبَهَ عَلَيۡنَا وَإِنَّآ إِن شَآءَ ٱللَّهُ لَمُهۡتَدُونَ
Onlar, "Bizim için Rabbine dua et, o nedir bize iyice açiklasin, çünkü o bize biraz karisik geldi, bununla beraber Allah dilerse onu elbette buluruz." dediler.
قَالَ إِنَّهُۥ يَقُولُ إِنَّهَا بَقَرَةٞ لَّا ذَلُولٞ تُثِيرُ ٱلۡأَرۡضَ وَلَا تَسۡقِي ٱلۡحَرۡثَ مُسَلَّمَةٞ لَّا شِيَةَ فِيهَاۚ قَالُواْ ٱلۡـَٰٔنَ جِئۡتَ بِٱلۡحَقِّۚ فَذَبَحُوهَا وَمَا كَادُواْ يَفۡعَلُونَ
Musa, "Rabbim buyuruyor ki o, ne çifte kosulup tarla süren, ne de ekin sulayan, ne de salma gezen ve hiç alacasi olmayan bir sigirdir". Onlar da: "Iste tam simdi gerçegi ortaya koydun." dediler. Nihayet onu bulup bogazladilar. Az kaldi yapmayacaklardi.