وَنَادَىٰٓ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ أَنۡ أَفِيضُواْ عَلَيۡنَا مِنَ ٱلۡمَآءِ أَوۡ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُۚ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akitin veya Allah'in size verdigi riziktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunlarin ikisini de kâfirlere haram kildi." derler.
ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ دِينَهُمۡ لَهۡوٗا وَلَعِبٗا وَغَرَّتۡهُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَاۚ فَٱلۡيَوۡمَ نَنسَىٰهُمۡ كَمَا نَسُواْ لِقَآءَ يَوۡمِهِمۡ هَٰذَا وَمَا كَانُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يَجۡحَدُونَ
Onlar ki, dinlerini bir eglence ve oyun yerine koydular ve dünya hayati kendilerini aldatti. Onlar, bugüne kavusacaklarini nasil unuttular ve âyetlerimizi nasil inkâr ettilerse, biz de bugün onlari öyle unuturuz.
وَلَقَدۡ جِئۡنَٰهُم بِكِتَٰبٖ فَصَّلۡنَٰهُ عَلَىٰ عِلۡمٍ هُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Gerçekten onlara, bilgiye göre açikladigimiz, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik.
هَلۡ يَنظُرُونَ إِلَّا تَأۡوِيلَهُۥۚ يَوۡمَ يَأۡتِي تَأۡوِيلُهُۥ يَقُولُ ٱلَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبۡلُ قَدۡ جَآءَتۡ رُسُلُ رَبِّنَا بِٱلۡحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَآءَ فَيَشۡفَعُواْ لَنَآ أَوۡ نُرَدُّ فَنَعۡمَلَ غَيۡرَ ٱلَّذِي كُنَّا نَعۡمَلُۚ قَدۡ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
Ille onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldigi (verdigi haberler ortaya çiktigi) gün, önceden onu unutmus olanlar derler ki: "Dogrusu Rabbimizin elçileri gerçegi getirmis. Simdi bizim sefaatçilerimiz var mi ki bize sefaat etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptiklarimizdan baskasini yapalim?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurduklari seyler kendilerinden sapti, kaybolup gitti.