لَأُقَطِّعَنَّ أَيۡدِيَكُمۡ وَأَرۡجُلَكُم مِّنۡ خِلَٰفٖ ثُمَّ لَأُصَلِّبَنَّكُمۡ أَجۡمَعِينَ
"Ellerinizi ve ayaklarinizi çaprazlama kestirecegim, sonra da bilin ki, sizi astiracagim."
قَالُوٓاْ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ
Onlar da: "Süphesiz o takdirde biz Rabbimize dönecegiz." dediler.
وَمَا تَنقِمُ مِنَّآ إِلَّآ أَنۡ ءَامَنَّا بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا لَمَّا جَآءَتۡنَاۚ رَبَّنَآ أَفۡرِغۡ عَلَيۡنَا صَبۡرٗا وَتَوَفَّنَا مُسۡلِمِينَ
"Senin bize kizman da sirf Rabbimizin âyetleri gelince onlara iman etmemizden dolayidir. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabir yagdir ve canimizi müslüman olarak al." derler.
وَقَالَ ٱلۡمَلَأُ مِن قَوۡمِ فِرۡعَوۡنَ أَتَذَرُ مُوسَىٰ وَقَوۡمَهُۥ لِيُفۡسِدُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَيَذَرَكَ وَءَالِهَتَكَۚ قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبۡنَآءَهُمۡ وَنَسۡتَحۡيِۦ نِسَآءَهُمۡ وَإِنَّا فَوۡقَهُمۡ قَٰهِرُونَ
Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki: "Seni ve ilâhlarini terketsinler de yeryüzünde fesat çikarsinlar diye mi Musa'yi ve kavmini serbest birakacaksin?" Firavun da dedi ki: "Onlarin ogullarini öldürecegiz, kizlarini sag birakacagiz ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüge sahibiz."
قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِ ٱسۡتَعِينُواْ بِٱللَّهِ وَٱصۡبِرُوٓاْۖ إِنَّ ٱلۡأَرۡضَ لِلَّهِ يُورِثُهَا مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦۖ وَٱلۡعَٰقِبَةُ لِلۡمُتَّقِينَ
Musa, kavmine dedi ki: "Allah'in yardimini ve lütfunu isteyin ve sabir gösterin. Süphesiz ki yeryüzü Allah'indir. Kullarindan diledigini ona mirasçi kilar. Sonunda kurtulus müttakilerindir."