وَهِيَ تَجۡرِي بِهِمۡ فِي مَوۡجٖ كَٱلۡجِبَالِ وَنَادَىٰ نُوحٌ ٱبۡنَهُۥ وَكَانَ فِي مَعۡزِلٖ يَٰبُنَيَّ ٱرۡكَب مَّعَنَا وَلَا تَكُن مَّعَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Gemi içindekilerle birlikte, daglar gibi dalgalar arasinda akip gidiyordu. Nuh ayri bir yere çekilmis olan ogluna bagirdi: "Yavrucugum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!"
قَالَ سَـَٔاوِيٓ إِلَىٰ جَبَلٖ يَعۡصِمُنِي مِنَ ٱلۡمَآءِۚ قَالَ لَا عَاصِمَ ٱلۡيَوۡمَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِ إِلَّا مَن رَّحِمَۚ وَحَالَ بَيۡنَهُمَا ٱلۡمَوۡجُ فَكَانَ مِنَ ٱلۡمُغۡرَقِينَ
O, dedi ki; "Ben, beni sudan koruyacak bir daga çikacagim". Nuh da "Bu gün Allah'in merhamet ettiginden baskasini, Allah'in bu emrinden koruyacak kimse yoktur." dedi. Derken dalga aralarina giriverdi. O da bogulanlardan oldu.
وَقِيلَ يَـٰٓأَرۡضُ ٱبۡلَعِي مَآءَكِ وَيَٰسَمَآءُ أَقۡلِعِي وَغِيضَ ٱلۡمَآءُ وَقُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَٱسۡتَوَتۡ عَلَى ٱلۡجُودِيِّۖ وَقِيلَ بُعۡدٗا لِّلۡقَوۡمِ ٱلظَّـٰلِمِينَ
Allah tarafindan denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmis oldu. Gemi de Cudi dagi üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.
وَنَادَىٰ نُوحٞ رَّبَّهُۥ فَقَالَ رَبِّ إِنَّ ٱبۡنِي مِنۡ أَهۡلِي وَإِنَّ وَعۡدَكَ ٱلۡحَقُّ وَأَنتَ أَحۡكَمُ ٱلۡحَٰكِمِينَ
Nuh Rabbine niyaz edip dedi ki: "Ey Rabbim! Oglum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktir ve gerçektir. Ve sen hakimler hakimisin."