فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا جَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهَا حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٖ مَّنضُودٖ

Ne zaman ki, emrimiz geldi, o ülkenin altini üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilip pisirilmis çamurdan taslar yagdirdik.


مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَۖ وَمَا هِيَ مِنَ ٱلظَّـٰلِمِينَ بِبَعِيدٖ

Bu taslar Rabbinin katinda damgalanmislardi. Bunlar zalimlerden uzak seyler degildir.


۞وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ وَلَا تَنقُصُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَۖ إِنِّيٓ أَرَىٰكُم بِخَيۡرٖ وَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ مُّحِيطٖ

Medyen'e de kardesleri Su'ayb'i gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baska ilâhiniz yoktur. Ölçegi de, teraziyi de eksik tutmayin. Ben sizi hayir (bolluk) içinde görüyorum. Bununla beraber yine de sizi kusatacak bir günün azabindan korkuyorum."


وَيَٰقَوۡمِ أَوۡفُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ

"Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin. Halkin malina densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçilik yaparak fenalik etmeyin."


بَقِيَّتُ ٱللَّهِ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ

Eger mümin iseniz, Allah'in helâlinden size ihsan ettigi kâr sizin için daha hayirlidir. Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü degilim."



الصفحة التالية
Icon