وَلَوۡ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلۡمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيۡهَا مِن دَآبَّةٖ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
Eger Allah insanlari zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kimildayan tek canli birakmazdi. Fakat Allah onlari, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldigi zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكۡرَهُونَۚ وَتَصِفُ أَلۡسِنَتُهُمُ ٱلۡكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفۡرَطُونَ
Müsrikler, kendilerinin hoslanmadiklari seyleri, Allah'a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel seylerin kendilerine ait oldugunu yalan yere durmadan söyler. Hiç süphesiz onlar için, sadece ates vardir. Oraya en önde gidip kalacaklardir.
تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki seytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o seytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için aci bir azab vardir.
وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
(Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabi (Kur'âni) sirf hakkinda ihtilafa düstükleri seyi insanlara açiklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.