فَأَرَادَ أَن يَسۡتَفِزَّهُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ فَأَغۡرَقۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ جَمِيعٗا
Derken Firavun, Musa'yi ve Israilogullarini Misir'dan sürmek istedi. Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda bogduk.
وَقُلۡنَا مِنۢ بَعۡدِهِۦ لِبَنِيٓ إِسۡرَـٰٓءِيلَ ٱسۡكُنُواْ ٱلۡأَرۡضَ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ ٱلۡأٓخِرَةِ جِئۡنَا بِكُمۡ لَفِيفٗا
Arkasindan Israilogullarina söyle dedik: "Firavun"un sizi çikarmak istedigi arazide siz oturun! Sonra ahiret vaadi (kiyamet) geldigi vakit, hepinizi toplayip bir araya getirecegiz."
وَبِٱلۡحَقِّ أَنزَلۡنَٰهُ وَبِٱلۡحَقِّ نَزَلَۗ وَمَآ أَرۡسَلۡنَٰكَ إِلَّا مُبَشِّرٗا وَنَذِيرٗا
Biz bu Kur'an'i hak olarak indirdik, O, bütün hakikatleri içinde toplayarak indi. Ey Peygamber! Biz seni ancak müjdeci ve uyarici olarak gönderdik.
وَقُرۡءَانٗا فَرَقۡنَٰهُ لِتَقۡرَأَهُۥ عَلَى ٱلنَّاسِ عَلَىٰ مُكۡثٖ وَنَزَّلۡنَٰهُ تَنزِيلٗا
Sana Kur'ân'i verdik ve onu insanlara sindire sindire okuyasin diye (kisimlara) ayirdik ve biz onu yavas yavas indirdik.
قُلۡ ءَامِنُواْ بِهِۦٓ أَوۡ لَا تُؤۡمِنُوٓاْۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ مِن قَبۡلِهِۦٓ إِذَا يُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ يَخِرُّونَۤ لِلۡأَذۡقَانِۤ سُجَّدٗاۤ
Ey Muhammed! De ki: Ister ona (Kur'ân'a) inanin, ister inanmayin; o daha önce kendilerine ilim verilenlere okundugunda onlar, yüzleri üstü secdeye kapanirlar.