قَالَ ذَٰلِكَ مَا كُنَّا نَبۡغِۚ فَٱرۡتَدَّا عَلَىٰٓ ءَاثَارِهِمَا قَصَصٗا

Musa da demisti ki: "Iste aradigimiz o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.


فَوَجَدَا عَبۡدٗا مِّنۡ عِبَادِنَآ ءَاتَيۡنَٰهُ رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَا وَعَلَّمۡنَٰهُ مِن لَّدُنَّا عِلۡمٗا

Nihayet kullarimizdan bir kul buldular ki, biz ona katimizdan bir rahmet vermis ve tarafimizdan bir ilim ögretmistik.


قَالَ لَهُۥ مُوسَىٰ هَلۡ أَتَّبِعُكَ عَلَىٰٓ أَن تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمۡتَ رُشۡدٗا

Musa ona: "Allah'in sana ögrettigi ilim ve hikmetten bana da ögretmen için sana tabi olabilir miyim?" dedi.


قَالَ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا

(Hizir) dedi ki: "Dogrusu sen benimle asla sabredemezsin.


وَكَيۡفَ تَصۡبِرُ عَلَىٰ مَا لَمۡ تُحِطۡ بِهِۦ خُبۡرٗا

"Içyüzünü kavrayamadigin seye nasil sabredeceksin?"


قَالَ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ صَابِرٗا وَلَآ أَعۡصِي لَكَ أَمۡرٗا

Musa: "Insaallah beni sabirli bulacaksin ve senin hiçbir isine karsi gelmeyecegim" dedi.


قَالَ فَإِنِ ٱتَّبَعۡتَنِي فَلَا تَسۡـَٔلۡنِي عَن شَيۡءٍ حَتَّىٰٓ أُحۡدِثَ لَكَ مِنۡهُ ذِكۡرٗا

(Hizir) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksin; ben sana sirrini anlatmadikça, hiçbir sey hakkinda bana soru sorma!"



الصفحة التالية
Icon