وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
"Buna karsilik ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatimi verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."
أَتُتۡرَكُونَ فِي مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ
"Siz burada güven içinde birakilacak misiniz?"
فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٖ
"Bahçelerin, pinarlarin içinde,"
وَزُرُوعٖ وَنَخۡلٖ طَلۡعُهَا هَضِيمٞ
"Ekinlerin, salkimlari sarkmis hurmalar arasinda,"
وَتَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا فَٰرِهِينَ
Ki bir de daglardan keyifli keyifli kâsâneler oyuyorsunuz."
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Gelin! Allah'tan korkun da bana itaat edin."
وَلَا تُطِيعُوٓاْ أَمۡرَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
(151-152) "Yeryüzünde bozgunculuk yapip dirlik düzenlik vermeyen bozguncularin emrine uymayin."
ٱلَّذِينَ يُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا يُصۡلِحُونَ
(151-152) "Yeryüzünde bozgunculuk yapip dirlik düzenlik vermeyen bozguncularin emrine uymayin."