مَآ أَنتُمۡ عَلَيۡهِ بِفَٰتِنِينَ
(161-162-163) Çünkü siz ve taptiklariniz, kendiliginden cehenneme saldiran kimseden baskasini, Allah'a karsi kandirip, saptiramazsiniz.
إِلَّا مَنۡ هُوَ صَالِ ٱلۡجَحِيمِ
(161-162-163) Çünkü siz ve taptiklariniz, kendiliginden cehenneme saldiran kimseden baskasini, Allah'a karsi kandirip, saptiramazsiniz.
وَمَامِنَّآ إِلَّا لَهُۥ مَقَامٞ مَّعۡلُومٞ
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلصَّآفُّونَ
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
وَإِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡمُسَبِّحُونَ
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
وَإِن كَانُواْ لَيَقُولُونَ
(167-168-169) (Müsrikler) söyle diyorlardi: "Eger yanimizda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydi, elbette biz de Allah'in ihlas ile seçilmis kullarindan olurduk."