وَلَقَدۡ أُوحِيَ إِلَيۡكَ وَإِلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِكَ لَئِنۡ أَشۡرَكۡتَ لَيَحۡبَطَنَّ عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ
Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de su vahyedildi: "Yemin ederim ki, eger sirk kosarsan bütün çalismalarin bosa gider ve mutlaka kendine yazik edenlerden olursun."
بَلِ ٱللَّهَ فَٱعۡبُدۡ وَكُن مِّنَ ٱلشَّـٰكِرِينَ
Hayir, onun için yalniz Allah'a kulluk et ve sükredenlerden ol.
وَمَا قَدَرُواْ ٱللَّهَ حَقَّ قَدۡرِهِۦ وَٱلۡأَرۡضُ جَمِيعٗا قَبۡضَتُهُۥ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَٱلسَّمَٰوَٰتُ مَطۡوِيَّـٰتُۢ بِيَمِينِهِۦۚ سُبۡحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Allah'i hakkiyla takdir edemediler. Halbuki bütün yer kiyamet günü O'nun avucundadir. Gökler de kudretiyle dürülmüstür. O, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve çok yüksektir.
وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَصَعِقَ مَن فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَّا مَن شَآءَ ٱللَّهُۖ ثُمَّ نُفِخَ فِيهِ أُخۡرَىٰ فَإِذَا هُمۡ قِيَامٞ يَنظُرُونَ
Ve sûra üflenmistir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpilip yikilmistir. Ancak Allah'in diledigi müstesna. Sonra ona bir daha üflenmistir. Bu defa da hep onlar kalkmislar bakiyorlardir.
وَأَشۡرَقَتِ ٱلۡأَرۡضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ ٱلۡكِتَٰبُ وَجِاْيٓءَ بِٱلنَّبِيِّـۧنَ وَٱلشُّهَدَآءِ وَقُضِيَ بَيۡنَهُم بِٱلۡحَقِّ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Yer, Rabbinin nuru ile parlamistir. Kitap konmus, peygamberler ve sahitler getirilmis ve aralarinda hak ile hüküm verilmektedir. Hem onlara hiç haksizlik yapilmaz.