كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ
O, kizgin bir sivinin kaynamasi gibidir.
خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ
Allah meleklere söyle emreder. "Sunu tutun da Cehennem'in ortasina sürükleyin."
ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ
"Sonra onun basinin üstüne kaynar su azabindan dökün."
ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ
Ona söyle denir! "Tat bakalim azabi! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün.
إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ
Iste sizin inkâr edip durdugunuz sey budur."
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ
Süphesiz ki kötülükten sakinanlar güvenli bir makamdadirlar.
فِي جَنَّـٰتٖ وَعُيُونٖ
Bahçelerde ve pinar baslarindadirlar.
يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karsilikli olarak otururlar.
كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ
Iste böyle, biz onlari ayrica iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz.