۞وَٱذۡكُرۡ أَخَا عَادٍ إِذۡ أَنذَرَ قَوۡمَهُۥ بِٱلۡأَحۡقَافِ وَقَدۡ خَلَتِ ٱلنُّذُرُ مِنۢ بَيۡنِ يَدَيۡهِ وَمِنۡ خَلۡفِهِۦٓ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
Ey Muhammed! Âd kavminin kardesi Hud'u hatirla. Hani O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmisti. O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmistir. Hud, kavmine: "Allah'tan baskasina kulluk etmeyin. Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabindan korkuyorum." demisti.
قَالُوٓاْ أَجِئۡتَنَا لِتَأۡفِكَنَا عَنۡ ءَالِهَتِنَا فَأۡتِنَا بِمَا تَعِدُنَآ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّـٰدِقِينَ
Onlar: "Sen bizi ilâhlarimizdan çevirmek için mi geldin? Eger dogru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durdugun azabi haydi getir." dediler.
قَالَ إِنَّمَا ٱلۡعِلۡمُ عِندَ ٱللَّهِ وَأُبَلِّغُكُم مَّآ أُرۡسِلۡتُ بِهِۦ وَلَٰكِنِّيٓ أَرَىٰكُمۡ قَوۡمٗا تَجۡهَلُونَ
Hud: "O azabin ne zaman gelecegine dair ilim Allah katindadir. Ben size benimle gönderileni teblig ediyorum. Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." dedi.
فَلَمَّا رَأَوۡهُ عَارِضٗا مُّسۡتَقۡبِلَ أَوۡدِيَتِهِمۡ قَالُواْ هَٰذَا عَارِضٞ مُّمۡطِرُنَاۚ بَلۡ هُوَ مَا ٱسۡتَعۡجَلۡتُم بِهِۦۖ رِيحٞ فِيهَا عَذَابٌ أَلِيمٞ
O azabi, vadilerine dogru yayilan bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu bize yagmur yagdiracak yaygin bir buluttur." dediler. Hud ise: "O sizin acele gelmesini istediginiz seydir. O bir rüzgârdir ki, içerisinde aci bir azab vardir.