فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ
Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti.
مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı.
أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Ey inkarcılar! Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışır mısınız?
وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ
And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.
عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ
And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür.
عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ
Orada Me'va cenneti vardır.
إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ
Sidre'yi bürüyen bürüyordu.
مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Gözü oradan ne kaydı ve ne de onu aştı.
لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ
And olsun ki Rabbinin varlığının büyük delillerini gördü.
أَفَرَءَيۡتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلۡعُزَّىٰ
Ey inkarcılar! Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu söyler misiniz?