مُّطَاعٖ ثَمَّ أَمِينٖ
Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجۡنُونٖ
Arkadaşınız (Muhammed) asla deli değildir.
وَلَقَدۡ رَءَاهُ بِٱلۡأُفُقِ ٱلۡمُبِينِ
And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.
وَمَا هُوَ عَلَى ٱلۡغَيۡبِ بِضَنِينٖ
Peygamber, görülmeyenler hakkında söylediklerinden ötürü töhmet altında tutulamaz.
وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَيۡطَٰنٖ رَّجِيمٖ
Bu Kuran, kovulmuş şeytanın sözü olamaz.
فَأَيۡنَ تَذۡهَبُونَ
Nereye gidiyorsunuz?
إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.
لِمَن شَآءَ مِنكُمۡ أَن يَسۡتَقِيمَ
Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.
وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.