فَجَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٍ

Memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُتَوَسِّمِينَ

Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır.


وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٖ مُّقِيمٍ

O şehrin kalıntıları işlek yollar üzerinde hala durmaktadır.


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ

Bunda inananlar için ibret vardır.


وَإِن كَانَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡأَيۡكَةِ لَظَٰلِمِينَ

Eykeliler de, şüphesiz zalim kimselerdi.


فَٱنتَقَمۡنَا مِنۡهُمۡ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٖ مُّبِينٖ

Bunun için onlardan da öç aldık. Hala her iki memleket de işlek bir yol üzerindedirler.


وَلَقَدۡ كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡحِجۡرِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ

And olsun ki, Hicr halkı peygamberi yalanlamışlardı.


وَءَاتَيۡنَٰهُمۡ ءَايَٰتِنَا فَكَانُواْ عَنۡهَا مُعۡرِضِينَ

Onlara ayetlerimizi verdiğimiz halde, yüz çevirmişlerdi.


وَكَانُواْ يَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتًا ءَامِنِينَ

Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı.



الصفحة التالية
Icon