وَأَزۡلَفۡنَا ثَمَّ ٱلۡأٓخَرِينَ

İşte oraya, geridekileri de yaklaştırdık.


وَأَنجَيۡنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ

Musa ve beraberinde bulunanların hepsini kurtardık.


ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ

Öbürlerini suda boğduk.


إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ

Bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.


وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ

Doğrusu Rabbin, güçlü olandır, merhamet edendir.


وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ

Onlara İbrahim'in kıssasını anlat.


إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ

İbrahim, babasına ve milletine: "Nelere tapıyorsunuz?" demişti.


قَالُواْ نَعۡبُدُ أَصۡنَامٗا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ

"Putlara tapıyoruz, onlara bağlanıp duruyoruz" demişlerdi.


قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ

İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti.



الصفحة التالية
Icon