إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلۡأَوَّلِينَ
"Bu sirf eskilerin âdetidir."
وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
"Biz azaba ugratilacak da degiliz."
فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Böylece onu yalanci saydilar; biz de kendilerini helak ettik. Süphesiz bunda mutlak bir âyet (alinacak bir ders) vardir, ama çoklari iman etmis degillerdir.
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Ve süphesiz Rabbin, iste O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancilikla itham etti.
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Hani kardesleri Salih onlara söyle demisti: "Siz Allah'tan korkmaz misiniz?"
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmis güvenilir bir peygamberim."
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Gelin artik, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."