ﯣ

ترجمة معاني سورة القمر باللغة التركية من كتاب Turkish - Turkish translation .

ﰡ

ﮬﮭﮮﮯ ﰀ​

Kamer Suresi


Kiyamet saati yaklasti, Ay yarildi.
ﮱﯓﯔﯕﯖﯗﯘ ﰁ​

Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler.
ﯚﯛﯜﯝﯞﯟﯠ ﰂ​

Yalanladilar, nefislerinin arzularina uydular. Halbuki her is yerini bulacaktir.
ﯢﯣﯤﯥﯦﯧﯨ ﰃ​

Andolsun ki onlara (kötülükten) vazgeçirecek nice önemli haberler gelmistir.
ﯪﯫﯬﯭﯮﯯ ﰄ​

Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarilar fayda vermiyor.
ﯱﯲﯳﯴﯵﯶﯷﯸﯹ ﰅ​

Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çagirici, görülmedik müthis bir seye çagirir.
ﭑﭒﭓﭔﭕﭖﭗﭘ ﰆ​

Gözleri düskün düskün (zelil ve hakir) kabirlerinden çikarlar, sanki yayilan çekirgeler gibidirler.
ﭚﭛﭜﭝﭞﭟﭠﭡﭢ ﰇ​

O çagirana kosarak, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler.
ﭤﭥﭦﭧﭨﭩﭪﭫﭬﭭ ﰈ​

Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamisti. Kulumuzu yalanladilar ve: "Cinlenmistir." dediler. Ve (Nuh davetten vazgeçmeye) zorlandi.
ﭯﭰﭱﭲﭳ ﰉ​

Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düstüm, bana yardim et!" diyerek yalvardi.
ﭵﭶﭷﭸﭹ ﰊ​

Biz de bosalan bir su ile gögün kapilarini açtik.
ﭻﭼﭽﭾﭿﮀﮁﮂﮃ ﰋ​

Yeri de kaynaklar halinde fiskirttik, derken sular takdir edilmis bir is için birlesti.
ﮅﮆﮇﮈﮉ ﰌ​

Nuh'u da tahtalardan yapilmis, çivilerle (çakilmis gemi) üzerinde tasidik.
ﮋﮌﮍﮎﮏﮐ ﰍ​

Nankörlük edilen (kulumuz)e bir mükafat olmak üzere (gemi), gözlerimizin önünde akip gidiyordu.
ﮒﮓﮔﮕﮖﮗ ﰎ​

Bunu bir ibret olarak biraktik, ibret alan yok mudur?
ﮙﮚﮛﮜ ﰏ​

Benim azabim ve uyarilarim nasilmis (görsünler)
ﮞﮟﮠﮡﮢﮣﮤ ﰐ​

Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
ﮦﮧﮨﮩﮪﮫ ﰑ​

Âd (kavmi) da yalanladi, azabim ve uyarilarim nasil oldu?
ﮭﮮﮯﮰﮱﯓﯔﯕﯖ ﰒ​

Biz onlarin üstüne, ugursuzlugu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik.
ﯘﯙﯚﯛﯜﯝ ﰓ​

(O rüzgar) insanlari, sökülmüs hurma kütükleri gibi yere seriyordu.
ﯟﯠﯡﯢ ﰔ​

Nasilmis benim azabim ve uyarim?
ﯤﯥﯦﯧﯨﯩﯪ ﰕ​

Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
ﯬﯭﯮ ﰖ​

Semûd da o uyarilari yalanladilar.
ﯰﯱﯲﯳﯴﯵﯶﯷﯸﯹ ﰗ​

"Bizden bir insana mi uyacagiz? O takdirde biz apaçik bir sapiklik ve çilginlik içine düsmüs oluruz." dediler.
ﯻﯼﯽﯾﯿﰀﰁﰂﰃ ﰘ​

"Zikir, aramizdan ona mi birakildi? Hayir o, yalanci, küstahin biridir" (dediler).
ﰅﰆﰇﰈﰉ ﰙ​

Yarin onlar, yalanci, küstahin kim oldugunu bilecekler.
ﰋﰌﰍﰎﰏﰐﰑ ﰚ​

Biz onlara, kendilerini imtihan etmek için disi deveyi gönderecegiz. Onun için sen onlari gözet ve sabirli ol.
ﭑﭒﭓﭔﭕﭖﭗﭘﭙ ﰛ​

Onlara suyun aralarinda paylastirilacagini haber ver; her içene düsen miktar, hazir kilinmistir.
ﭛﭜﭝﭞ ﰜ​

Bunun üzerine arkadaslarina bagirdilar. O da (biçagi) çekerek (deveyi) kesti.
ﭠﭡﭢﭣ ﰝ​

Ama azabim ve uyarilarim nasil oldu.
ﭥﭦﭧﭨﭩﭪﭫﭬ ﰞ​

Biz onlarin üzerine tek sayha (korkunç bir ses) gönderdik; agilcinin topladigi çali çirpi kirintilari gibi kirilip dökülüverdiler.
ﭮﭯﭰﭱﭲﭳﭴ ﰟ​

Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
ﭶﭷﭸﭹ ﰠ​

Lût kavmi de uyarilari yalanladi.
ﭻﭼﭽﭾﭿﮀﮁﮂﮃﮄ ﰡ​

Biz de onlarin üzerlerine (taslar savuran) bir firtina gönderdik. Yalniz Lût ailesini seher vakti kurtardik,
ﮆﮇﮈﮉﮊﮋﮌﮍ ﰢ​

Katimizdan bir nimet olarak. Biz sükredeni böyle mükafatlandiririz.
ﮏﮐﮑﮒﮓ ﰣ​

(Lût), onlari bizim yakalamamiza karsi uyarmisti. Fakat ikazlara karsi kusku duydular,
ﮕﮖﮗﮘﮙﮚﮛﮜﮝ ﰤ​

Onun konuklarindan murad almaya kalkistilar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabimi ve uyarilarimi tadin!" (dedik).
ﮟﮠﮡﮢﮣ ﰥ​

Sabah erken, onlari kararli bir azab yakaladi.
ﮥﮦﮧ ﰦ​

"Azabimi ve uyarilarimi tadin!" (dedik).
ﮩﮪﮫﮬﮭﮮﮯ ﰧ​

Andolsun biz Kur'ân'i ögüt almak için kolaylastirdik. Ögüt alan yok mudur?
ﮱﯓﯔﯕﯖ ﰨ​

Süphesiz Firavun ailesine de uyarici peygamberler geldi.
ﯘﯙﯚﯛﯜﯝﯞ ﰩ​

Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladilar. Biz de onlari çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayisla yakaladik. Bu kissalardan hisseye gelince;
ﯠﯡﯢﯣﯤﯦﯧﯨﯩ ﰪ​

Simdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayirli mi? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var?
ﯫﯬﯭﯮﯯ ﰫ​

Yoksa "Biz birbirimize yardim eden bir topluluguz." mu diyorlar?
ﯱﯲﯳﯴ ﰬ​

Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardir.
ﯶﯷﯸﯹﯺﯻ ﰭ​

Bilakis kiyamet onlara vaad edilen asil saattir. Saat cidden çok feci ve acidir.
ﯽﯾﯿﰀﰁ ﰮ​

Muhakkak ki suçlular sapiklik ve çilginlik içindedirler.
ﰃﰄﰅﰆﰇﰈﰉﰊﰋ ﰯ​

O gün yüzleri üstü ateste sürüklenecekler, "Cehennemin dokunusunu tadin!" (denilecek).
ﰍﰎﰏﰐﰑ ﰰ​

Haberiniz olsun ki, biz her seyi bir kadere göre yarattik.
ﭑﭒﭓﭔﭕﭖ ﰱ​

Buyrugumuz yalniz bir tekdir, göz açip yumma gibidir.
ﭘﭙﭚﭛﭜﭝ ﰲ​

Andolsun biz, sizin benzerlerinizi hep helak ettik. Ögüt alan yok mudur?
ﭟﭠﭡﭢﭣ ﰳ​

Isledikleri her sey, kitaplarda mevcuttur.
ﭥﭦﭧﭨ ﰴ​

Küçük, büyük hepsi satir satir yazilmistir.
ﭪﭫﭬﭭﭮ ﰵ​

Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler.
ﭰﭱﭲﭳﭴﭵ ﰶ​

Güçlü padisahin huzurunda dogruluk koltuklarindadirlar.