ترجمة معاني سورة عبس باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - مجمع الملك فهد .
من تأليف: مجموعة من العلماء .

(Peygamber), ötürü yüzünü ekşitti ve geri döndü.
âmânın kendisine gelmesinden
(Rasûlüm! Onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek
yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,
sen ona yöneliyorsun.
Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.
Fakat koşarak ve sana gelenle de
(Allah'tan) korkarak
ilgilenmiyorsun.
Hayır, şüphesiz bunlar (ayetler ), bir öğüttür.
Dileyen ondan ( Kur'an'dan ) öğüt alır.
Tertemiz kılınmış mukaddes sahifelerde (yazılı)
yüce makamlara kaldırılmış,
katiplerin elleriyle ( yazılıp )
değerli ve itaatkar meleklerin.
Kahrolası insan! Ne inkârcıdır!
Allah onu neden yarattı?
Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi.
Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
Sonra onun canını aldı ve kabre soktu.
Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.
Hayır! (İnsan) Allah'ın emrettiğini yapmadı.
İnsan, yediğine bir baksın!
Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık.
Sonra toprağı göz göz yardık da
oradan ekinler bitirdik.
Üzüm bağları, sebzeler,
zeytin ve hurma ağaçları,
iri ve sık ağaçlı bahçeler,
meyveler ve çayırlar.
(Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,
İşte o gün kişi kardeşinden kaçar.
Annesinden, babasından,
eşinden ve çocuklarından.
O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.
O gün bir takım yüzler parlak,
güleç ve sevinçlidir.
Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,
hüzünden kapkara kesilmiştir.
İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.