ﮪ
ترجمة معاني سورة الرّوم
باللغة التركية من كتاب Turkish - Turkish translation
.
ﰡ
ﮫ
ﰀ
Rum Suresi
Elif, Lâm, Mim.
ﮭﮮ
ﰁ
Rumlar yenildi.
(Araplarin bulundugu bölgeye) en yakin bir yerde onlar, bu yenilgilerinin ardindan mutlaka galib geleceklerdir.
(Bu da) birkaç yil içinde (olacaktir). Onlarin bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'indir ve o gün müminler, sevineceklerdir.
(Bu da) Allah'in yardimiyla (olacaktir). Allah diledigine yardim eder, galip kilar. O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.
Allah'in vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanlarin çogu bilmezler.
Onlar, sadece bu dünya hayatinin dis yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
Kendi içlerinde hiç düsünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasinda bulunan her seyi ancak hak ile ve belirlenmis bir süre için yaratmistir? Gerçekten insanlarin çogu, Rablerine kavusmayi inkâr etmektedirler.
Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus baksinlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Topragi sürmüsler ve onu, bunlarin imar ettiklerinden daha çok imar etmislerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmislerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardi.
Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'in âyetlerini yalan saydilar ve onlarla alay ediyorlardi.
Allah yaratmayi ilkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.
Kiyamet saatinin gelip çattigi gün suçlular, her ümidi keserler.
Allah'a ortak kostuklarindan, kendilerine sefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a kostuklari ortaklari inkâr ederler.
Kiyamet saatinin gelip çattigi gün varya, o gün (inananlarla inanmayanlar) ayrilirlar.
Simdi iman edip salih ameller yapmis olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neselenirler.
Âyetlerimizi ve âhiret bulusmasini yalan sayip da küfredenlere gelince, iste onlar o zaman azab içinde hazir bulundurulurlar.
O halde aksama girdiginiz zaman da, sabaha girdiginiz zaman da tesbih Allah'indir. (daima O, tesbih edilir).
Göklerde ve yerde, ikindileyin de, ögleye erdiginiz zaman da hamd O'na mahsustur.
O, ölüden diri çikarir, diriden ölü çikarir ve topraga ölümünden sonra hayat verir. Sizler de iste öyle çikarilacaksiniz.
O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yaratti. Sonra da siz simdi yeryüzünde dagilip yayilan insanlar oluverdiniz.
Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine isinirsiniz diye esler yaratmis, araniza bir sevgi ve merhamet koymustur. Süphesiz ki bunda düsünecek bir kavim için nice ibretler vardir.
Yine göklerin ve yerin yaratilisi ile dillerinizin ve renklerinizin farkli olusu da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardir.
Yine gecede ve gündüzde uyumaniz ve lütfundan nasib aramaniz da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardir.
Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için simsegi gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Süphesiz ki bunda aklini kullanacak bir kavim için nice ibretler vardir.
Yine gögün ve yerin, emriyle durmasi da O'nun âyetlerindendir. Sonra sizi bir tek çagirisla çagirdigi zaman bir de bakarsiniz ki (yerden diriltilip çikariliyorsunuz).
Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler.
Hem yaratmayi ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydir. Göklerde ve yerde en yüksek san ve seref O'nundur. O çokgüçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rizik olarak verdigimiz seylerde elleriniz altindaki kölelerinizden ortaklariniz bulunur da onlarla siz esit olur, aranizda birbirinizi saydiginiz gibi, onlari da sayar misiniz? Iste biz, düsünecek bir kavim için âyetleri böyle açikliyoruz.
Fakat zulmedenler, bilgisizce hevalarina uydular. Artik Allah'in sasirttigini kim yola getirebilir? Onlarin yardimcilari da yoktur.
O halde yüzünü, Allah'i bir taniyarak dine, Allah'in insanlari üzerine yaratmis oldugu fitratina dogrult. Allah'in yaratisinda degisiklik bulunmaz. Dosdogru din budur. Fakat insanlarin çogu bilmezler.
Baskasindan geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakinin. Namaza devam edin ve müsrilerden olmayin.
O müsriklerden (olmayin ki) onlar, dinlerini ayirip öbek öbek olmuslardir. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.
Bununla beraber insanlara bir keder dokundugu zaman her seyden geçerek Rablerine yalvarir, dua ederler; sonra tarafindan bir rahmet tattiriverdigi zaman da bakarsin onlardan bir kismi tutar, O Rablerine ortak kosarlar.
Bunu da kendilerine verdigimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalim, yakinda bileceksiniz.
Yoksa biz onlara bir delil indirmisiz de O'na ortak kosmalarini o mu söylüyor?
Bir de biz insanlara bir rahmet tattirdigimiz zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptigi seyler sebebiyle baslarina bir fenalik gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.
Onlar görmediler mi ki, Allah diledigi kimseye rizki serer ve daraltir. Süphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardir.
O halde akrabaya da hakkini ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'in rizasini dileyenler için daha hayirlidir. Kurtulusa erecek olanlar da iste onlardir.
Insanlarin mallari içinde artsin diye verdiginiz faiz, Allah yaninda artmaz. Allah'in rizasini dileyerek verdiginiz zekata gelince, iste onlar, mallari kat kat artmis olanlardir.
Allah, O'dur ki, sizi yaratti, sonra da size rizik verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak kostuklarinizdan, bunlardan birini yapacak olan var mi? Allah, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve yücedir.
Yaptiklarinin bir kismini tatsinlar diye insanlarin kendi ellerinin kazandigi seyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çikti. Umulur ki onlar hakka dönerler.
De ki, yeryüzünde bir gezin de bakin, bundan öncekilerin sonu nasil olmus! Onlarin pek çogu müsrik idiler.
Allah'tan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdogru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanlar birbirlerinden ayrilirlar.
Her kim inkâr ederse, inkâri kendi aleyhinedir. Kim de salih amel islerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazirlamis olurlar.
Çünkü O, iman edip salih amel isleyenlere lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirleri sevmez.
Rüzgarlari müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetinden tattirmasi, emriyle gemilerin akip gitmesi ve lütfundan rizik isteyip kazanmaniz O'nun âyetlerindendir. Hem gerek ki sükredesiniz.
Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçik delillerle vardilar. Onun üzerine günah isleyenlerden intikam aldik. Müminlere yardim ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.
Allah O'dur ki, rüzgarlari gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasil dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken yagmuru görürsün, aralarindan çikar. Derken onu kullarindan kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri güler.
Halbuki onlar, daha önce üzerlerine yagmur indirilmeden evvel ümidi kesmislerdi.
Simdi bak Allah'in rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasil diriltiyor? Süphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her seye kâdirdir.
Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmis görseler, mutlaka onun arkasindan nankörlüge baslarlar.
Çünkü sen ölülere isittiremezsin. O daveti, arkalarini dönmüs giderlerken sagirlara da duyuramazsin.
Körleri de sapikliklarindan hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.
Allah O'dur ki, sizi güçsüz olarak yaratir, sonra güçsüzlügün arkasindan kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasindan yine güçsüzlüge ve ihtiyarliga getirir. O diledigini yaratir. Ve O, her seyi bilir, her seye gücü yeter.
Kiyamet kopacagi gün günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadiklarina yemin ederler. Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardi.
Kendilerine ilim ve iman verilenler de söyle diyecekler: "Andolsun ki, Allah'in kitabinda takdir edilmis olan tekrar dirilme gününe kadar kaldiniz. Iste bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.
Artik o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onlarin dertlerinin çaresine de bakilmayacaktir.
Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara baska bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancilardan (uydurdugunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) baskasi degilsiniz." diyeceklerdir.
Iste bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler.
Simdi sen sabret. Çünkü Allah'in vaadi mutlaka haktir. Sakin imani saglam olmayanlar seni hafiflige sevketmesinler.