ﯪ
ترجمة معاني سورة الصف
باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - شعبان بريتش
.
من تأليف:
شعبان بريتش
.
ﰡ
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih eder. O, çok güçlüdür, Hakim'dir.
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi ne diye söylersiniz?
Yapamayacağınız bir şeyi söylemek Allah katında nefret edilen bir şeydir.
Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf halinde savaşanları sever.
Hani Musa, kavmine: Ey kavmim! Benim Allah’ın size gönderdiği elçisi olduğumu iyi bildiğiniz halde ne diye bana eziyet ediyorsunuz? demişti. Onlar (hak yoldan) sapınca, Allah da onların kalplerini saptırdı. Allah, fasık kavme hidayet etmez.
Hani Meryem’in oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir rasûlü de müjdeleyen Allah’ın size (gönderdiği) bir rasûlüm, demişti. Onlara, apaçık delillerle gelince: Bu, apaçık bir büyüdür, demişlerdi.
İslama davet edildiği halde, Allah hakkında yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah zalim topluma hidayet etmez.
Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
O’dur Rasûlünü hidayet ve hak din ile bütün dinlere üstün gelsin diye gönderen! Müşriklerin hoşuna gitmese de...
Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?
Allah’a ve Rasûlüne iman ederseniz, Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihat ederseniz; işte bu, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
O, sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi alt tarafından ırmaklar akan Cennetlere, Adn Cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.
Sevdiğiniz diğer bir şey, Allah’tan bir zafer/yardım ve yakın bir fetihtir. Müminlere müjdele!
Ey iman edenler! Allah'ın (dininin) yardımcıları olun. Meryem oğlu İsa’nın Havarilere dediği gibi: Allah (yolunda) yardımcılarım kimdir? Havariler dedi ki: Biz, Allah'ın (dininin) yardımcılarıyız! İsrailoğulları'ndan da bir grup iman etmiş, bir grup da küfretmişti. Biz da iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, Onlar da üstün geldiler.