ﯞ
ترجمة معاني سورة الحجرات
باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم
.
من تأليف:
مركز تفسير للدراسات القرآنية
.
ﰡ
Ey Allah'a iman edenler ve Allah'ın dinine tabi olanlar! Hiçbir söz yahut fiiliniz ile Allah'ın ve Rasûlünün önüne geçmeyin. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, sözlerinizi hakkıyla işiten ve yaptıklarınızı hakkıyla bilendir. Bunlardan (söylediklerinizden ve yaptıklarınızdan) hiçbir şey O'na gizli kalmaz. O, yaptıklarınıza göre size karşılık verecektir.
Ey Allah'a iman edenler ve Allah'ın dinine tabi olanlar! Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı edepli olun ve onu muhatap alırken seslerinizi sakın onun sesinin üstüne çıkarmayın ve sakın onu ismi ile çağırmayın. Aksine onu ismi ile değil yumuşak bir şekilde peygamberlik ve risalet ile çağırın. Yoksa siz, farkında olmadan amellerinizin sevabı boşa gider.
Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği, kalplerini onun için halis kıldığı kimselerdir. Onlara günahları için mağfiret vardır ve Allah onları sorumlu tutmayacaktır. Ve yine kıyamet günü onlar için büyük bir mükâfat vardır ki o mükâfat; Allah'ın onları Cennet'e koymasıdır.
-Ey Peygamber!- Sana, hanımlarına ait odaların arkasından seslenenlerin çoğu, akıllarını kullanmayan bedevi kimselerdir.
-Ey Peygamber!- Hanımlarına ait odaların arkasından sana seslenen bu kimseler, sen onların yanına çıkıncaya kadar sabredip sana seslenmeselerdi, sonra sen onların yanına çıkınca seslerini yükseltmeden sana hitap etmiş olsalardı, bunda sana hürmet etme ve tazimde bulunma olduğu için (bu davranış onlar için sana odaların arkasından seslenmelerinden) daha hayırlı olurdu. Şüphesiz Yüce Allah, kullarından günahlarına tevbe edenlerin günahlarını çokça bağışlayandır. Onların cehaletlerini çokça affeden ve onlara karşı çok merhametli olandır.
Ey Allah'a iman edenler ve Allah'ın dini ile amel edenler! Eğer fasık bir kimse size bir topluluktan haber getirirse bu haberin doğruluğunu iyice araştırın. Haberin doğruluğunu iyice araştırmadan hemen haberi tasdik etmeye kalkışmayın. Sonra işin aslını bilmediğiniz halde doğru olup olmadığını araştırmadan tasdik ettiğiniz bu haber sebebi ile bir topluluğa karşı suç işlersiniz. Haberin yalan olduğu ortaya çıktıktan sonra da yaptığınız bu kötülükten dolayı pişman olursunuz.
-Ey Mü'minler!- Aranızda kendisine vahiy indirilen Allah’ın Rasûlünün bulunduğunu bilin ve onu yalanlamaktan sakının. Eğer yalanlarsanız, sizin yalanınızın haber verildiği vahiy ona iner. O, hangi şeyin sizin yararınıza olduğunu daha iyi bilir. Eğer o, sizin birçoğunu onayladığınız işlerde size uymuş olsaydı, siz sıkıntıya düşerdiniz ve o, bundan hoşnut olmazdı. Fakat Yüce Allah, ihsanı ile size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi. Böylece sizler iman ettiniz. Size; küfrü, taatinden çıkmayı ve Allah'a isyan etmeyi ise kötü göstermiştir. İşte bu sıfatlar ile sıfatlanmış olanlar ergin ve doğru yolu bulmuş olanlardır.
Sizler için hayrın kalplerinizde güzel gösterilmesi ve şerrin kötü gösterilmesi ancak Allah'tan bir ihsandır. O, size bunları fazlından ihsan etmiş ve sizi bu nimetler ile nimetlendirmiştir. Allah, kullarından şükredenleri hakkıyla bilir ve onları muvaffak kılar. O; çok hikmet sahibidir, her işi uygun olan yerine koyar.
-Ey Mü'minler!- Eğer Mü'minlerden iki grup birbirlerine karşı savaşacak olurlarsa iki grubun arasını ayrılığa düştükleri şey hususunda Allah'ın hükmü ile düzeltin. Eğer iki gruptan biri aranın düzelmesini kabul etmeyecek ve saldırmaya devam edecek olursa; bu durumda haddi aşan o gruba karşı Allah'ın hükmüne dönünceye kadar savaşın. Eğer Allah'ın hükmüne dönerse iki grubun arasını adalet ve insaf ile düzeltin. Aralarında hüküm verirken adaletli olun. Şüphesiz Allah, hükümlerinde adil davrananları sever.
Mü’minler ancak kardeştirler. -Ey Mü'minler!- İslam dini kardeşliği, birbirleri ile çekişen kardeşlerin aralarının düzeltilmesini gerektirir. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkup sakının ki, merhamet olunasınız.
Ey Allah'a iman edenler ve Allah'ın dini ile amel edenler! Sizden bir topluluk diğer bir topluluk ile alay etmesin. Olur ki alay edilenler, Allah katında alay edenlerden daha hayırlıdırlar. Burada dikkat edilmesi gereken husus Allah katında kimin hayırlı olduğudur. Kadınlar da başka kadınlar ile alay etmesinler. Olur ki alay edilen kadınlar, kendileri ile alay eden kadınlardan daha hayırlıdırlar. Sakın kardeşlerinizi ayıplamayın. Çünkü onlar makam olarak sizinle aynı makamdadırlar. Ve sakın birbirinize hoşlanmadığınız (kötü) lakaplar takmayın. Tıpkı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in gelişinden önce Ensar'dan bazı kimselerin yaptığı gibi. Sizden kim böyle yaparsa, işte o kimse fasıktır. İmandan sonra fasıklık sıfatı ile sıfatlanmak ne kötü bir özelliktir. Kim bu günahlardan tevbe etmezse, işte onlar işledikleri bu masiyetleri sebebi ile kendi nefislerini helâka sürükleyerek kendilerine zulmetmiş olanlardır.
Ey Allah'a iman edenler ve Allah'ın dini ile amel edenler! Zannın çoğundan kaçının. Hiçbir delile ve mesnede dayanmayan ithamlardan uzak durun. Zahiren iyi gibi görünen kötü zan gibi zannın bir kısmı günahtır. Mü'minlerin gizli işlerini araştırmayın ve sakın sizden biri, kardeşini onun hoşlanmayacağı bir şey ile anmasın. Onu, hoşlanmayacağı bir şey ile anmak tıpkı onun ölü etini yemek gibidir. Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? O halde onun gıybetini yapmaktan sakının. O da (gıybetini yapmakta) bunun gibidir. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Allah Teâlâ kullarından tevbe eden kullarının tevbelerini çokça kabul edendir. Onlara karşı çok merhametlidir.
Ey insanlar! Şüphesiz biz, sizi bir erkekten ki, o babanız Adem -aleyhisselam- ve bir dişiden yarattık ki, o da anneniz Havvâ'dır. Sizin soyunuz birdir. Sizden hiç kimse sakın ola soyu hususunda övünmesin. Sonra sizi övünesiniz diye değil, birbiriniz ile tanışasınız diye yayılmış bir şekilde pek çok kollara ve kabilelere ayırdık. Çünkü üstünlük ve ayrım ancak takva ile olur. Bundan dolayı Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Şüphesiz Allah katında en değerliniz O'ndan en çok sakınanınız ve takvalı olanınızdır. Şüphesiz Allah her halinizi hakkıyla bilendir ve sizin eksiklik ve kemal bakımından hangi hal üzerinde olduğunuzdan hakkıyla haberdardır. Bundan hiçbir şey O'na gizli kalmaz.
Çöl ehli bazı Araplar, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına geldiklerinde şöyle dediler: "Bizler Allah'a ve O'nun Rasûlüne iman ettik." Ey Peygamber! Onlara de ki: "Siz iman etmediniz. Fakat teslim olduk ve boyun eğdik, deyin! Çünkü iman, henüz kalplerinize girmedi. İmanın kalplerinize girmesi umulur. Ey çöl ehli bedeviler! Eğer iman edip salih ameller işleyerek ve haramlardan uzak durarak Allah'a ve O'nun Rasûlüne itaat ederseniz, Allah amellerinizin sevabından hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz Yüce Allah tövbe eden kullarının günahlarını çokça örtüp bağışlayandır. Onlara karşı çok merhametlidir."
Asıl Mü'minler, Allah’a ve Rasûlüne iman edip, sonra da imanlarına hiçbir şüphe karıştırmayanlar, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler, bu hususta hiçbir cimrilik göstermeyen kimselerdir. İşte imanlarında sadık olanlar, bu sıfatlar ile sıfatlanmış onlanlardır.
-Ey Peygamber!- O bedevilere de ki: "Siz, dininizi Allah'a mı öğretiyor ve bildiriyorsunuz? Allah, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Sizin, dininizi O'na gösterip haber vermenize ihtiyacı yoktur."
-Ey Peygamber!- O bedeviler, Müslüman oldular diye seni minnet altında tutmak istiyorlar. De ki: "Allah'ın dinine girişiniz sebebiyle beni minnet altında bırakmayın. -Eğer gerçekleşirse- Müslüman olmanızın faydası size döner. Bilâkis siz, İslam Dini'ne girme iddianızda samimi ve sadık kimseler iseniz, sizleri iman etmek hususunda muvaffak kıldığı için Yüce Allah sizi minnet altında tutar."
Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O konuda hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Allah, yapmakta olduğunuz amelleri hakkıyla görendir. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O'na gizli kalmaz. O, size amellerinizin karşılığını verecektir.