ﯺ
surah.translation
.
من تأليف:
شعبان بريتش
.
ﰡ
ﮑﮒ
ﰀ
Yemin olsun, birbiri ardınca gönderilenlere;
ﮔﮕ
ﰁ
Şiddetle esip savrulanlara;
ﮗﮘ
ﰂ
Yaydıkça yayanlara;
ﮚﮛ
ﰃ
Ayırdıkça ayıranlara;
ﮝﮞ
ﰄ
Zikri ulaştıranlara;
Özür veya korkutmak için,
Size vadedilen elbette gerçekleşecektir.
Yıldızların ışığı söndüğü zaman;
Gök yarıldığı;
Dağlar un ufak savrulduğu zaman;
Rasûller toplandığı zaman;
Bu hangi güne ertelenmiş?
ﯝﯞ
ﰌ
Ayırma gününe.
Hüküm gününün ne olduğunu ne bilirsin?
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Evvelkileri helak etmedik mi?
Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız.
İşte suçlulara böyle yaparız!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
Ve suyu sağlam bir yere yerleştirmedik mi?
Belli bir süreye kadar
Buna gücümüz yetti. Ne güzel güç yetirenleriz
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Yeryüzünü toplanma yeri kılmadık mı?
ﭭﭮ
ﰙ
Dirilere ve ölülere.
Orada yüksek dağlar yaratıp size tatlı su içirmedik mi?
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Haydi yalanladığınıza yürüyün.
Yürüyün üç kollu (ateşin) gölgesine!
Gölgelendirmez, alevden de korumaz.
O, köşk gibi kocaman kıvılcım saçar.
Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir.
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür
Özür dilemeleri için onlara izin verilmez
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Bu, ayırma günüdür Sizi ve evvelkileri bir araya toplarız
Eğer bana karşı bir tuzağınız varsa, onu hemen kurun!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Allah’tan sakınanlar ise gölgeler içinde ve pınar başlarındadır.
Arzu ettikleri meyveler…
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için!
Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Yalanlayanların o gün vay haline!
Yiyin ve azıcık faydalanın, nasılsa siz suçlusunuz!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Onlara, “Rükû edin!” denildiği zaman, rükû etmezlerdi.
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Onlar artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze iman edecekler?