ﰀ

surah.translation .

ﰡ

ﯖﯗ ﰀ​

Müteffifin Suresi


İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
ﯙﯚﯛﯜﯝﯞ ﰁ​

İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
ﯠﯡﯢﯣﯤ ﰂ​

İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
ﯦﯧﯨﯩﯪ ﰃ​

Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?
ﭑﭒ ﰄ​

Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?
ﭔﭕﭖﭗﭘ ﰅ​

O gün insanlar Alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar.
ﭚﭛﭜﭝﭞﭟ ﰆ​

Sakının; Allah'ın buyruğundan dışarı çıkanlar, muhakkak "Siccin" adlı defterde yazılıdır.
ﭡﭢﭣﭤ ﰇ​

Siccin'in ne olduğunu sen nerden bilirsin?
ﭦﭧ ﰈ​

O, yazılmış bir kitaptır.
ﭩﭪﭫ ﰉ​

Yalanlayanların o gün vay haline!
ﭭﭮﭯﭰ ﰊ​

Onlar, kıyamet gününü yalanlamış olanlardır.
ﭲﭳﭴﭵﭶﭷﭸ ﰋ​

Oysa onu mütecaviz günahkardan başka kimse yalanlamaz.
ﭺﭻﭼﭽﭾﭿﮀ ﰌ​

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der.
ﮂﮃﮄﮅﮆﮇﮈﮉﮊﮋ ﰍ​

Hayır, hayır; onların kazandıkları kalblerini paslandırıp körletmiştir.
ﮍﮎﮏﮐﮑﮒ ﰎ​

Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır.
ﮔﮕﮖﮗ ﰏ​

Sonra onlar, şüphesiz, cehenneme gireceklerdir.
ﮙﮚﮛﮜﮝﮞﮟ ﰐ​

Sonra da: "yalanlayıp durduğunuz işte budur" denecektir.
ﮡﮢﮣﮤﮥﮦ ﰑ​

Ama iyilerin defteri yüksek katlardadır.
ﮨﮩﮪﮫ ﰒ​

O yüksek katların ne olduğunu sen bilir misin?
ﮭﮮ ﰓ​

O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
ﮰﮱ ﰔ​

O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
ﯔﯕﯖﯗ ﰕ​

İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
ﯙﯚﯛ ﰖ​

İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
ﯝﯞﯟﯠﯡ ﰗ​

Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.
ﯣﯤﯥﯦ ﰘ​

Sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecekten içerler. İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar.
ﯨﯩﯪﯫﯬﯭﯮ ﰙ​

Sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecekten içerler. İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar.
ﯰﯱﯲ ﰚ​

Onun katkısı gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır.
ﯴﯵﯶﯷ ﰛ​

Onun katkısı gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır.
ﯹﯺﯻﯼﯽﯾﯿﰀ ﰜ​

Suçlular, şüphesiz, inanmış olanlara gülerlerdi.
ﰂﰃﰄﰅ ﰝ​

Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı.
ﰇﰈﰉﰊﰋﰌ ﰞ​

Taraftarlarına vardıklarında bununla eğlenirlerdi.
ﰎﰏﰐﰑﰒﰓ ﰟ​

İnananları gördükleri zaman: "Doğrusu bunlar sapık olanlardır" derlerdi.
ﰕﰖﰗﰘ ﰠ​

Oysa kendileri, inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
ﭑﭒﭓﭔﭕﭖ ﰡ​

Bugün de, inananlar inkarcılara gülerler.
ﭘﭙﭚ ﰢ​

Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.
ﭜﭝﭞﭟﭠﭡ ﰣ​

Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.