ترجمة معاني سورة عبس
 باللغة التركية من كتاب الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة
            .
            
                                    من تأليف: 
                                            فريق مركز رواد الترجمة بالتعاون مع موقع دار الأسلام
                                                            .
                                                
            
                                                                                                            ﰡ
                                                                                        
                    
                                                                                    Yüzünü ekşitti ve arkasını döndü.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Kendisine o âmâ geldi diye.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Ne bilirsin belki o temizlenecekti.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt ona fayda verecekti.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    (İstemiyorsa) arınmamasından sen sorumlu değilsin!
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Fakat koşup sana gelen kimse;
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    (Allah'tan) korkuğu halde;
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sen onu bırakıp oyalanıyorsun.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Hayır. Bu ancak bir öğüttür.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Artık dileyen kimse ondan öğüt alır.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    (O) şerefli sahifelerdedir.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Değerli ve itaatkâr olan (Meleklerin).
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Allah, onu hangi şeyden yarattı?
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Bir nutfeden yarattı ve belli bir şekle soktu.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sonra da ona yolu kolaylaştırdı.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sonra da onu öldürüp kabre koydu.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sonra dilediği zaman onu yeniden diriltir.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Hayır. O (Rabbinin) kendisine emrettiğini yerine getirmedi.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    İnsan yiyeceğine bir baksın.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Şüphesiz biz suyu/yağmuru döktükçe döktük.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sonra toprağı iyiden iyiye yardık!
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Ve orada taneler bitirdik.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için,
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    O gün kişi kardeşinden kaçar.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    O gün herkes için kendine yetecek bir işi vardır.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Öyle yüzler de var ki o gün üzerini toz kaplamıştır.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    Onları bir siyahlık bürür.
                                                                         
                                                                                                                                        
                    
                                                                                    İşte onlar kâfirler, facirlerdir.